Sunuş: halka'yı başlatırken

Bunu neden yapıyorsunuz? İyi soru.

Önce bir ilgimiz vardı, sonra bir fikir geliştirdik. Ardından bir proje yavaş yavaş belirmeye başladı: halka sanat projesi.

Sadece bir kelime oyunu değil.

Bir adres, bir buluşma, bir diyalog olsun istedik. halka sanat projesi hem bir mekan, hem bir fikir, hem bir ortam yaratsın diye niyetlendik.

Neden yapıyoruz? Çünkü yaptığımızı seviyoruz, henüz yapamadıkarımızı yapmak istiyoruz, yanlış yaptıklarımızı düzeltmek istiyoruz.

 

Bütün varlığımızla bu işe girdik. Zamanımızı, enerjimizi, zihnimizi, maddi manevi gücümüzü ortaya koyduk. Kimimiz daha az girdi, kimimiz daha çok. Kimi hep devam etti, kimi geldi, parçası oldu, gitti. Kalmak isteyenleri hep bizde tuttuk. Gitmek iseyeni zorla tutmamayı öğrendik. Aynı hayat gibi.

Böyle yapmayı seçtik çünkü bu bir tercih meselesi. Her sanatçı ve her bir alt-proje içine iyi niyetimizi, bilgimizi ve çabamızı koyduğumuz bir meydan okuyuş.

Neden yapmıyoruz?

Para, pul, şan şöhret için, popüler olmak için yapmıyoruz. Zaten öyle niyetlerimiz olsa bu şekilde yapmayız.

2011'de başladık.

Elimizdeki kaynakları değerlendirmeye, karşılaşmaları olanaklı kılmaya ve öğrenmeye başladık.

İlk 8 ayımızda Ağustos 2011- Mart 2012 arasında rezidans programında 5 sanatçı ağırladık: Vera, Nadim, Miranda, Monika ve Sam. Sonra bu sayı yıllar içinde arttı, arttı, arttı.

Gösterimler, sanatçı konuşmaları, sergiler, performanslar ve workshoplar yaptık, bir altyapı oluşturduk, insanlarla buluşturduk. Aynı 8 ay içinde rezidans programından bağımsız iki ayrı sergi projesinin gerçekleşmesine yardım ettik Gonzoconsult'la "Boğazı Cam Teknelerle Geçmek" ve "Gözlem".

2012'ye girerken, içimizden birine ait olan ve halka'dan önce sanatçı atölyesi olarak kullanılmış olan ilk mekanımızda bir açılış yaptık. Altı ay sonra Moda'da daha olanaklı ikinci bir mekana taşındık ve rezidans programına hız verdik. O kadar hız verdik ki yabancı sanatçılarla çalışmaktan bağımsız sergiler tasarlamaya ve yeni  yeni yerel sanatçılarla çalışmaya vakit kalmadığını ancak fark ettik. Zaman içinde yön değiştirdik.

2013'te yine Moda'da bir sergileme ve buluşma mekanı tuttuk. Rezidansla sergi ve toplantıları mekansal olarak birbirinden ayırdık. İkisine da nefes alanı açtık. Fikri olanlara düşünme, o fikrin estetik, kavramsal ya da felsefi bir karşılığını geliştirme alanı açmaya çalıştık.

Önce bir blog yazmakla başladık, bir sosyal medya grubu kurduk, sonra bir internet sitesi yayınladık. Yıllar içinde sosyal medyaya biraz daha yayıldık.

Her aşamasında zorlandık, her biri iyi geldi. Tartışmamıza, yeni fikirler üretmemize, yeni insanlarla bir araya gelmemize yol açtı. İnsanı anladık ve eksiklerimizi gördük.

Yeni, iyi, farklı, olmayan, keşif, katkı, gelişim, açılım, birlik, ufuk gibi kelimeler yazabilirim ama harcamak istemiyorum.

Çok tüketilmiş bir kelime olduğu için kullanmayı sevmiyorum ama doğruya doğru zevk verdi, tetikledi sanırım eldekinden öteye geçmek için,  olandan iyisini oluşturmaya çalışmak için ateşledi.

Bence en çok da o yüzden yapıyoruz.

İpek.

 

NOT: Bu yazıyı 2013 yılında, doktoramı yaparken bir hocamın sorduğu bir soru üzerine yazmıştım. 2019'da hala aynı içten duygulara sahibim.

İpek Çankaya

halka sanat projesi 

 

***Sayfa fotoğrafları: Sezgi Abalı